Mirabal Kardeşler

  Kadın / LGBTİ
Mirabal Kardeşler diktatörlüğe karşı mücadele ettikleri için 25 Kasım 1960’da vahşice öldürüldüler. 1981’de yapılan Birinci Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kurultayı’nda 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü olarak kabul edildi. O günden bu yana 25 Kasım’da tüm kadınlar sokaklarda kadına yönelik şiddeti protesto ediyor.

“Belki bize en yakın şey ölüm; fakat bu beni korkutmuyor. Haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz” Maria Teresa Mirabal

“Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı. Kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü.” Minerva Argentina Mirabal

“Çocuklarımızın, bu yoz ve zalim sistemde yetişmesine izin vermeyeceğiz. Bu sisteme karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyimi vermeye hazırım; gerekirse hayatımı da!” Patria Mercedes Mirabal

1930 yılında Rafael Leonidas Trujillo askeri darbe yaparak Dominik Cumhuriyeti’nde iktidarı ele geçirdi. Önce halk oylaması ile devlet başkanlığı yaptı, sonra koltuğundan inmeyi reddederek, ABD’nin, kendisine yakın kişilerin ve burjuvazinin desteğiyle ülkeyi tam 31 yıl boyunca diktatörlükle yönetti. Kendisine karşı çıkanları ya tutuklattı ya da faili meçhul cinayetlerle ortadan kaldırttı. Askeri istihbarat servisine kurdurduğu “40” adlı hapishanede muhaliflere işkenceler yaptırdı. 1937 yılında 30 bine yakın Haiti’liyi sadece “perejil” sözcüğündeki ‘r ‘harfini söyleyemediği için elektrikli sandalyede katletti. Trujillo, iktidarda olduğu süre boyunda 50 bin kişinin ölümüne neden oldu.

Kendi halkını açlık ve sefalete itti. Dominik işçilerinin yüzde 80’i halkın emeğini sömüren Trujillo’nun topraklarında çalışıyordu. Mal varlığı dillere destan olan diktatör Trujillo ve ailesi ülkenin şeker sanayisinin yüzde 65’ine ve verimli topraklarının ise yüzde 60’ına sahipti. Diğer taraftan yandaşları tarafından Nobel barış ödülü adaylığına layık görülen dios en cielo, trujillo en tierracennette tanrı, dünyada Trujillo) sloganlarıyla güç zehirlenmesi yaşayan diktatör, her şeye sahip olabileceğini düşündü.

Diktatörlüğe karşı aktif mücadele

Aida Patria Mercedes Mirabal Reyes, 27 Şubat 1924 yılında Salcedo’da Ojo de Agua köyünde dünyaya geldi. Orta sınıfa mensup bir çiftçi ailesinin kızları olan Mirabal kardeşlerin babaları Enrique Mirabal Reyes Fernandez, anneleri ise Mercedes Camilo’ydu. Patria, resim ve sanatla uğraşmaktan zevk alıyordu, dindar olan Patria, rahibe olmayı düşünüyordu. 14 yaşına geldiğinde Adela (Dede) ve Minerva’yla birlikte yatılı katolik okuluna gitti. 17 yaşında Pedro Gonzalez adında bir çiftçiyle evlendi. Norus, Nelson, Raul ve Juan adında dört çocuk dünyaya getirdi. En küçük çocuğu Juan’ı 5 aylıkken kaybetti. Patria, Trujillo karşıtı hareketin içerisinde yer aldı, bütün varlığını bu uğurda harcadı.

Belgica Adela (Dede) Mirabal Reyes, 1 Mart 1925 yılında dünyaya geldi. Yatılı katolik okuluna gidinceye kadar anne babasıyla yaşadı. Dede, kız kardeşleri gibi koleje gitmedi, bunun yerine ailesine yardımcı oldu, tarım ve hayvancılıkla uğraştı. 1948 yılında Jaimito Fernandez’le evlendi ve üç çocuk dünyaya getirdi. Kız kardeşlerinin trajik ölümünden sonra 6 yeğenine sahip çıkarak onları büyüttü.

Maria Argentina Minerva Reyes, 12 Mart 1926 yılında dünyaya geldi. Çok akıllı bir kızdı. Kız kardeşleriyle birlikte Minerva da yatılı katolik okuluna gitti. Tek amacı, ileride avukat olmak için evden ayrılabilmekti. Bütün engelleri aşarak hukuk fakültesine girmeyi başardı ve mezun oldu. Kız kardeşler içinde, politik olarak en aktif olanı oydu. Siyasi görüşlerinin şekillenmesinde amcasının da etkisi oldu. Minerva’ya muhalif kimliği nedeniyle avukatlık lisansı alamayacağı ve mesleğini icra edemeyeceği söylendi. Bu durum, onun diktatörlükle mücadeleye başlamasında belirleyici dönüm noktalarından biri oldu. Minerva üniversitede tanıştığı insan hakları ve demokrasi mücadelesi veren, Manuel Aurelio (Manolo) Tavárez Justo ile evlendi ve Minou ve Manolito adlı iki çocuğu oldu.

Antonia Maria Teresa Reyes, 15 Ekim 1935 yılında dünyaya geldi. Kız kardeşleri gibi o da katolik yatılı okulunda okudu. 1954 yılında matematik lisans eğitimini tamamladı, aynı yıl Santa Domingo Üniversitesi Matematik Fakültesi’ne girdi. 14 Şubat 1958 yılında, Leandro Guzman ile evlendi. 7 Şubat 1959 yılında kızı Jacqueline’i dünyaya getirdi. Ablası Minerva’nın izinden ayrılmayan Maria Teresa da 14 Haziran hareketinde aktif olarak yer aldı.

Trujillo’yu tokatlayan Minerva

Kardeşlere siyasi olarak yol gösteren Minerva birkaç yıl boyunca üniversiteye kaydolmak istedi fakat Trujillo tarafından engelleniyordu, sonunda Trujillo’nun tatile gitmek için ülke dışına çıktığı bir dönemde üniversiteye kayıt oldu. Daha öğrencilik döneminde diktatörlüğün baskılarıyla karşılaştı. Parlak bir öğrenci olduğu üniversitede henüz ikinci sınıftayken Trujillo’yu öven bir konuşma yapana kadar sınıfa alınmayacağı bildirildi. Bu baskılara rağmen mezun olmayı başardı ama avukat olma iznini asla alamadı.

Minerva Mirabal çok zeki ve çok güzel bir kadındı. Trujillo ona yaklaşmaya çalıştı, yardımcılarını, asistanlarını, emrindekileri örgütledi. Kendisini Minerva’yla bir araya getirmenin koşullarını yaratmaya çalıştılar. Bir parti organize ettiler. Üstü kapalı bir şekilde onu da davet ettiler. Daha öncede davet edildiği bir partiye gitmemişti. Ailesi Minevra’nın da partiye gitmek zorunda olduğunu, hastalık bahanesinin olamayacağını söyledi. Partide Trujillo ile dans ederken cinsel yakınlaşma talebini reddetti. Diktatörden arkadaşı olan siyasi tutuklu bir komünisti serbest bırakmasını istedi, sevgili olmamalarına rağmen Trujillo’ya sevgilisi olduğunu söyledi.

Trujillo’nun cinsel tacizine karşı herkesin içinde ona tokat attı. Trujillo’nun teklifini kabul etmemesi beraberinde aile bireylerine de baskı yapılmasını doğurdu. Diktatör buna karşılık önce Mirabal kardeşlerin babasını tutuklattı ardından da annelerini kaçırttı. Hapse atılan babası ancak ölmek üzereyken serbest bırakıldı, çıkar çıkmaz da hayatını kaybetti.

Vatan haini ilan edildiler

Ülkede zaman zaman özgürlük ve hak talep eden hareketler, ayaklanmalar oluyordu. Mirabal kardeşler Trujillo karşıtı bir yeraltı hareketi olan 14 Haziran Devrim Hareketi’nde örgütlendi. Daha sonra Clandestina ( Sosyal Değişim Hareketi) adını verdikleri bir hareket kurdular. Hareket büyük başarı sağladı ve tüm ülkeye yayıldı. Rejimin destekçilerinin ve memurlarının çocukları da dâhil çok sayıda gencin desteğini aldı. Küba’daki devrimci gelişmelerden etkilendiler. Minerva ve en küçük kardeşi Maria Teresa ve onun eşi, örgütün önemli isimlerindendi, diğer kız kardeş Patria da onlara yardımcı oluyordu. Mirabal Kardeşler Trujillo tarafından pek çok kez hapse gönderildi. Ayrıca tüm mülklerine de el koydu. Trujillo, kardeşleri kendisi için tehdit olarak görüyor ve bunu söylemekten de çekinmiyordu. Bir halk konuşmasında “ülkenin en büyük sorununun kilise ve Mirabal kardeşler” olduğunu söyledi. Böylece, Mirabal Kardeşleri vatan haini ilan ediyor ve kendisini dinlemeye gelen yandaşlarına yapmaları gerekeni açık ve net bir biçimde söylüyordu.

1960 yılında siyasi bir baskı süreci başladı ve kardeşler eşleriyle birlikte hapse atıldılar. Bu arada uluslararası baskılar olunca Trujillo kardeşleri serbest bıraktı. Eşleri tutuklu kaldı. Bu durum kız kardeşleri diktatörle savaşmaktan vazgeçiremedi. Halk onları çok seviyor ve destekliyordu.

Tecavüz sonrası dövülerek öldürüldüler

Trujillo, Mirabal kardeşlerin hapishanedeki eşlerini ülkenin başkente uzak bir köşesine nakletti. Burası bir dağı aşarak gidilebilen bir yerdi. Ev hapsinde olmalarına rağmen haftada iki kez dışarı çıkmalarına izin vardı. Üç kız kardeş bunun bir tuzak olduğunu biliyorlardı, ama buna rağmen dostlarının da uyarılarına kulak asmayarak eşlerini görmek için yola koyuldular.

25 Kasım 1960 tarihinde dönüş yolunda içinde bulundukları cip, gizli polis tarafından pusuya düşürüldü. Araçtan çıkmayı başarıp, o sırada gelen bir kamyonu durduran kardeşler, kamyon sürücüsüne kim olduklarını açıklayıp öldürüleceklerini söylediler. Sürücü yanlarından hızla uzaklaştı. Mirabal kardeşlere tecavüz edildi ve ölene kadar sopalarla dövüldüler. Kardeşleri cipe koyarak uçurumdan attılar. Kaza süsü vermek istiyorlardı. Ama araçtaki ve bedenlerindeki parmak izleri ile başka birtakım kanıtlar olayın cinayet olduğunu ortaya koydu. Bu olay resmi kayıtlarda ve basında “trafik kazası” olarak gösterildi. Öldürüldüklerinde Patria 36, Minerva 34, Maria Teresa ise 24 yaşındaydı.

Mirabal kardeşlerin ölümü üzerine ülkede ayaklanmalar arttı. ABD verdiği desteği geri çekti. Bir süre sonra, 30 Mayıs 1961 yılında diktatör Trujillo kendi askerlerince öldürüldü. Dominikliler, ölümü için suikast kelimesi yerine “adaletin yerini bulması” anlamına gelen Ajisticiamiento kelimesini kullandı. Trujillo’nun öldürülmesinden sonra, Şubat 1963 yılında Dominik Cumhuriyeti demokratik bir şekilde oy kullanarak hükümetini seçti.

Öldürüldükleri gün Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ilan edildi

Katliam sırasında araçta olmayan Adela Mirabal, kardeşlerinin bu onur dolu hayat mücadelesini gelecek nesillere aktarmak ve onları ölümsüzleştirmek için çalıştı. Kardeşlerinin çocuklarını büyüttü. 1992 yılında “Mirabal Kardeşler Vakfı”nı, 1994 yılında ise doğum yerleri olan Salcedo’da “Mirabal Kardeşler Müzesi”ni kurdu. 25 Ağustos 2009’da “Vivas en su Jardin” adıyla bir kitap yayınladı. 2014 yılında öldü.

1981 yılında Kolombiya’nın başkenti Bogota’da toplanan Birinci Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kurultayı’nda 25 Kasım,”Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edildi. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler, 17 Aralık 1999 yılında 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan etti.

Mirabal kız kardeşlerden birinin kod adının “Kelebek” olmasından esinlenilerek, o günden sonra üç kız kardeş, gerek Dominik’te gerek dünyada “Kelebekler” adıyla anıldı.

Dominik kentlerinde Mirabal kız kardeşlerin adının bulunduğu birçok sokak, kültür merkezi ve okul bulunmakta. Kendi doğdukları kentin adı da Herman’s Mirabal (Mirabal Kızkardeşler Şehri) olarak değiştirildi. Para birimi olan 200 Peso’da resimleri bulunuyor.

2000 yılında kardeşlerin cenazeleri kadın örgütleri tarafından doğdukları köye (Salcedo) taşındı.

Yazan: Fitnat Durmuşoğlu – Kadinisci.org